• Beyaz Melekler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi

İşitme Yetersizliği

İşitme Yetersizliği

İŞİTME YETERSİZLİĞİ

İşitme yetersizliği, 1997 yılında yürürlüğe giren 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 2018 yılında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine göre aşağıdaki gibi tanımlanmıştır (Resmî Gazete: 30471 sayılı ve 2018 tarihli):

İşitme duyarlılığının kısmen veya tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek hizmetine ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmıştır.

SINIFLANDIRMA:

Çok hafif düzeyde işitme kaybı (15-25 dB): Bu düzeyde işitme kaybı olan çocuklar ünsüz harflerin bazılarını işitirler.

Hafif düzeyde işitme kaybı (25-45 dB): Çocukların konuşma seslerini işitmede güçlük yaşamaları nedeniyle işitmeye yardımcı teknolojilere gereksinimleri olabilir.

Orta düzeyde işitme kaybı (45-65 dB): Konuşmaları anlamakta güçlük çekerler. Mutlaka işitmeye yardımcı teknolojilere gereksinim duyarlar.

İleri düzeyde işitme kaybı (65-95 dB): Bu düzeyde çocuklar; dil gelişiminde sorunlar yaşarlar ve konuşulanları anlamaları mümkün değildir

Çok ileri düzeyde işitme kaybı (95 dB ve üstü): Bu çocukların, konuşulanları ve çevreden gelen sesleri cihazla da duyamazlar.

İşitme kaybının oluştuğu yaşa göre sınıflama:  İşitmenin çok erken yaşta kaybı, geç yaşta kaybına oranla bireyin gelişimini daha olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle kaybın dil öncesi ya da dil sonrası dönemde oluşma durumu dikkate alınır. Dil öncesi dönem, işitme kaybının doğumdan itibaren ya da 3 yaşından önce oluşması anlamına gelir. Dil sonrası dönem, 5-6 yaşlarından sonra işitme kaybının ortaya çıkması durumudur.

 

İŞİTME YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ:

Doğum Öncesi Nedenler:

Doğum öncesi işitme kaybı, genellikle genetik faktörlere ve birtakım enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Doğum öncesinde işitme kaybına neden olan genetik faktörler genellikle genlerdeki sorunlardan kaynaklanır. Bunun yanı sıra annenin doğum öncesinde geçirdiği enfeksiyon hastalıkları da işitme kaybının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu enfeksiyon hastalıkları; kızamıkçık, uçuk virüsü, taksoplazma virüsünün neden olduğu zehirlenmeler gibi hastalıklardır. Ayrıca anne karnında çocuğunuzun kulak yapısında gelişimsel kusurların meydana gelmesi de işitme kaybının nedeni olabilir. Annenin şeker hastası olması, hamilelik döneminde kan zehirlenmesi sorunu yaşaması, kan (Rh) uyuşmazlığı, madde bağımlılığı gibi faktörler de bebekte işitme kaybına neden olabilir. Genetik faktörler ve enfeksiyon hastalıklarının yanı sıra erken doğum (prematüre doğum) da işitme kaybının ortaya çıkmasında önemli nedenler arasındadır. Diğer yandan doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması, aşırı oksijene maruz kalması ve kafa travmaları da işitme kaybına neden olabilir.

Doğum Sonrası Nedenleri:

İşitme kaybının ortaya çıkmasında doğum sonrası nedenler temel olarak çocuğunuzun geçirdiği hastalıklar ve maruz kaldığı travmalardır. Bilinmesi gereken, her yaş grubunda sözü edilen nedenlerle işitme kayıplarının olabileceğidir. Buna göre çocuğunuzun doğduktan sonra geçirdiği enfeksiyon hastalıkları işitme kaybına yol açabilir. Enfeksiyon hastalıklarına kızamıkçık, tifo, kabakulak, menenjit ve grip gibi hastalıklar örnek olarak verilebilir. İşitme kaybına neden olabilecek en önemli hastalıklardan birisi de orta kulak iltihabıdır. Orta kulak iltihabı kulak zarında ve orta kulakta zedelenmelere ve sonuçta iletim tipi işitme kaybına neden olur. Doğum sonrası işitme kaybına neden olan faktörler arasında çocuğunuzun maruz kalabileceği travmalar da sayılabilir. Bunlar; çocuğunuzun geçirdiği kazalar ve kafatasına darbe alması, çocuğunuzun yüksek şiddette sese ve basınca maruz kalması şeklinde sıralanabilir.

 

İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERİN ÖZELLİKLERİ

Dil ve iletişim özellikleri:

İşitme yetersizliği olan çocuklar işiten akranlarıyla benzer dil gelişim evrelerinden geçerler ancak işitme kaybı nedeniyle konuşmada gecikme yaşayabilirler

Çocukların erken tanı, müdahale ve işitmeye yardımcı teknolojilerden yararlanmaları ve sunulacak yaşantı zenginliği ile kaybın olumsuz etkileri azaltılabilir.

İşitme yetersizliği olan çocukların akranlarına oranla sözcük dağarcığı daha sınırlıdır. Deyim, benzetme, eş sesli sözcükleri, mecazları anlamakta güçlükler çekebilmektedirler.

 

Sosyal-duygusal özellikler:

İşitme yetersizliği olan çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine etki eden üç temel faktör vardır. Bunlardan birincisi ebeveynlerdir. Ebeveynlerin çocuğa sağlayacakları dil ve yaşantı zenginliğinin çocuğun dil gelişimi üzerinde etkisi çok fazladır. İkincisi, çocuğun akranları ve öğretmenleridir. Çok küçük yaştaki çocukların işitme kayıpları akranlarıyla oyun oynamalarına ve etkileşime girmelerine engel oluşturmaz. Ancak yaş büyüdükçe değişen gereksinimlerle birlikte akranlarıyla iletişim kurmada ve etkileşime girmede sorunlar yaşamaya başlarlar.

 

 

Bilişsel özellikler ve akademik başarı:

İşitme yetersizliği olan çocuklar işitme kaybına ek olarak başka bir kayıplarının olmaması durumunda normal bir zekâ düzeyine sahiptirler. Günümüzde yapılan araştırmalar, bu çocukların zekâ performansının akranlarının performansından farklılık göstermediğini ortaya koymaktadır. Ancak işitme yetersizliği olan çocuklar işitme sorunlarından dolayı bazen hafıza/bellek süreçlerinde sorun yaşayabilir ve akranlarına oranla daha düşük performans sergileyebilirler. İşitme yetersizliği olan çocuklar işitsel ipuçlarını alamadıklarından bazen dikkati yöneltme ile ilgili sorunlar yaşayabilirler.

 

 

İŞİTMEYE YARDIMCI TEKNOLOJİLER:

·      İşitme cihazları

·      Koklear implant

·      FM ve kızılötesi sistemler



İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN DESWTEK EĞİTİM PROGRAMI

·      İşitme eğitimi

·      Dil eğitimi

·      Sosyal iletişim

·      Öğrenmeye destek

·      Okuma ve yazma

·      Erken Matematik

·      Matematik


DETAYLI BİLGİ AL